Ruhumu bilinmeyene gönderdim
Ölümün ötesinden iki kelam icin
Sonra sonra ruhum geri döndü
Ve dedi ki: Ben, hem cennetim, hem de cehennem
Ömer Hayyam
1945 yapimi The Picture of Dorian Gray film'i, Omer Hayyam'in bu dortluguyle basliyor. Bende kitabi anlatmaya bu dortlukle baslamak istedim. Irlandali yazar Oscar Wilde'in tek romani Dorian Gray'in portresi. Olaganustu yakisikli ve gencecik Dorian Gray 'in, hedonizme ve nihilizme suruklenisinin hikayesi.
"Sanatın aynasında yansıyan, aslında yaşam değil seyircidir."diyor Oscar Wilde kitabin onsozunde. Iste bu kitapta bir ayna, Dorian Gray portresinde goruyor ruhunu, okuyucuda bu kitapta...
Yetenekli ressam Basil Hallward, hayranlik duydugu, tutuldugu Dorian'in portresini yapmaya baslar, bu esnada Basil'in yakin arkadasi ve kitabin en sevdigim seytani karakteri Lord Henry Wotton dahil olur olaya ve arkadasinin tutuldugu bu gencle tanismak ister, tanisir tanismazda hayata dair gorusleriyle zehirlemeye baslar Dorian'i. Hayattaki en onemli seyin genclik ve guzellik oldugunu soyler Dorian'a, iyi bir insan olmanin, erdemli ve ahlakli davranmanin hayatin tum eglencesini yok ettigini, gecici olan genclik ve guzelligimizin elimizde bulundugu sure boyunca, hayatin tadini cikarmamiz gerektigi konusundaki goruslerini anlatir. Oscar Wilde Lord Henry Wotton'in agzindan, kelime oyunlari, akici ve espirili diliyle oyle guzel anlatir ki mantigimiza aykiri gelen goruslerini ona inanmamak, onun buyusune kapilmamak olanaksiz. Dorian Gray'de oldukca etkilenir. Basil'in tamamladigi portresini gordugunde Dorian soyle bir dilekte bulunur :
"Ne hazin şey! İhtiyarlayıp çirkinleşeceğim, iğrenç olacağım. Oysa bu resim sonsuza dek genç kalacak. Şu haziran günündeki yaşından öteye hiç gitmeyecek... Öbür türlü olabilseydi! Sonsuza dek genç kalan ben, ihtiyarlayansa şu resim olsaydı! Bu uğurda... Bu uğurda her şeyimi verirdim! Evet, koca dünyada vermeyeceğim hiçbir şey yok! Ruhumu bile satarım bu uğurda!"
Iste bu dilek Dorian Gray'in sonunun baslangici olur.
Basil Hallward, Dorian'in portresini neden sergilemek istemedigini soran Lord Henry'ye su cevabi verir:
"Biliyorum simdi sen bana guleceksin ama gercekten ben bu resmi sergileyemem cunku icine kendimden cok sey kattim"
Iste Oscar Wilde'da bu esere kendinden cok sey katmis. Kendi ruhunun gozler onune serilmesinden korktugu icinde Dorian Gray'in yasadigi karanlik hayat kitapta biraz sakli kalmis bence.
Iste kitabin bu yonune aykiri oldugu icin 2009 yilinda cekilmis olan Dorian Gray filmi bana cok ticari ve duygudan yoksun geldi. Buna karsilik 1945 yapimi The Picture of Dorian Gray filmini begendim, her ne kadar filmdeki Dorian Gray beklentilerimi karsilamasada, filmin kitabi iyi yansittigini dusunuyorum.
"İnsanlar kendilerine en çok gerekeni başkalarına vermeye düşkündürler. İşte bence bu, cömertliğin daniskasıdır."
"Güzel şeylerde güzel anlamlar bulanlar kültür ve zevkleri gelişmiş kişilerdir. Bunlar için umut vardır."
"Küçük keyiflere bayılırım ben. Karmaşık ruhların son sığınağıdır onlar."
"Geçmişin tek çekiciliği geçmiş olmasındadır."
"Yaşlılığın trajedisi insanın ihtiyarlaması değil, genç kalmasıdır."
"Bilmek her şeyin sonu olur. Çekici olan bilememektir. Sis her şeye harika bir güzellik katar."
"Iyi etki diye bir şey yoktur. Cünkü birini etki altında bırakmak ona kendi ruhunu aşılamaktır. O artık kendi doğuştan düşünceleriyle düşünmez ya da kendi doğuştan tutkularıyla yanmaz olur. Erdemleri kendine özgü değildir. Günahları-günah diye bir şey varsa- ödünç alınmalıdır. Başkasının türküsünün yankısı olur, kendisi için yazılmamış bir oyunun oyuncusu olur. Hayatın amacı kendiliğinden gelişmesidir. Herkesin kendi yaradılışını gerçekleştirmesidir. Biz bu dünyaya bunun için gelmişizdir. Bütün insanlar kendilerinden korkuyor. En büyük ödevlerini-insanın kendine karşı olan ödevini- unutmuşlar. acınacak durumdalar elbette. Evet açı doyuruyorlar, yoksulu giydiriyorlar ama kendi ruhları açlıktan ölüyor, çırılçıplak kalıyor. Biz insanlarda yüreklilik diye bir şey kalmadı. Belki hiçbir zaman da yoktu ya. toplum korkusu-ki ahlakın temelidir- bir de tanrı korkusu-bu da dinin sırrıdır- bizi yöneten işte bu ikisi oysa... "
"Erkekler sevmediği sürece her kadınla mutlu olabilir"
"Kişinin kendini suçlaması doyum verici bir lükstür. kendimizi suçladığımız zaman başka hiç kimsenin bizi suçlama hakkı olmadığını hissederiz. kişiyi günahlarından arındıran itiraf etmektir, yoksa günah çıkartan papaz değil."
"Simdi bile bana oyle geliyorki, bir eser yaratirken duyulan tutkunun, yaratilan eserde gercekten belli oldugunu dusunmek yanlistir. Sanat bizim sandigimizdan cok daha soguktur. Bicimde renkte bize ancak bicimi ve rengi anlatir. Bana sık sık oyle gelirki, sanat sanatkari aciga vurmaktan cok gizler. "
Not :Diger oscar wilde eserlerini bulabileceginiz gibi dorian gray'in portresinin de tamamini orjinal dilinde okuyabileceginiz kaynak.
Ölümün ötesinden iki kelam icin
Sonra sonra ruhum geri döndü
Ve dedi ki: Ben, hem cennetim, hem de cehennem
Ömer Hayyam
1945 yapimi The Picture of Dorian Gray film'i, Omer Hayyam'in bu dortluguyle basliyor. Bende kitabi anlatmaya bu dortlukle baslamak istedim. Irlandali yazar Oscar Wilde'in tek romani Dorian Gray'in portresi. Olaganustu yakisikli ve gencecik Dorian Gray 'in, hedonizme ve nihilizme suruklenisinin hikayesi.
"Sanatın aynasında yansıyan, aslında yaşam değil seyircidir."diyor Oscar Wilde kitabin onsozunde. Iste bu kitapta bir ayna, Dorian Gray portresinde goruyor ruhunu, okuyucuda bu kitapta...
Yetenekli ressam Basil Hallward, hayranlik duydugu, tutuldugu Dorian'in portresini yapmaya baslar, bu esnada Basil'in yakin arkadasi ve kitabin en sevdigim seytani karakteri Lord Henry Wotton dahil olur olaya ve arkadasinin tutuldugu bu gencle tanismak ister, tanisir tanismazda hayata dair gorusleriyle zehirlemeye baslar Dorian'i. Hayattaki en onemli seyin genclik ve guzellik oldugunu soyler Dorian'a, iyi bir insan olmanin, erdemli ve ahlakli davranmanin hayatin tum eglencesini yok ettigini, gecici olan genclik ve guzelligimizin elimizde bulundugu sure boyunca, hayatin tadini cikarmamiz gerektigi konusundaki goruslerini anlatir. Oscar Wilde Lord Henry Wotton'in agzindan, kelime oyunlari, akici ve espirili diliyle oyle guzel anlatir ki mantigimiza aykiri gelen goruslerini ona inanmamak, onun buyusune kapilmamak olanaksiz. Dorian Gray'de oldukca etkilenir. Basil'in tamamladigi portresini gordugunde Dorian soyle bir dilekte bulunur :
"Ne hazin şey! İhtiyarlayıp çirkinleşeceğim, iğrenç olacağım. Oysa bu resim sonsuza dek genç kalacak. Şu haziran günündeki yaşından öteye hiç gitmeyecek... Öbür türlü olabilseydi! Sonsuza dek genç kalan ben, ihtiyarlayansa şu resim olsaydı! Bu uğurda... Bu uğurda her şeyimi verirdim! Evet, koca dünyada vermeyeceğim hiçbir şey yok! Ruhumu bile satarım bu uğurda!"
Iste bu dilek Dorian Gray'in sonunun baslangici olur.
Basil Hallward, Dorian'in portresini neden sergilemek istemedigini soran Lord Henry'ye su cevabi verir:
"Biliyorum simdi sen bana guleceksin ama gercekten ben bu resmi sergileyemem cunku icine kendimden cok sey kattim"
Iste Oscar Wilde'da bu esere kendinden cok sey katmis. Kendi ruhunun gozler onune serilmesinden korktugu icinde Dorian Gray'in yasadigi karanlik hayat kitapta biraz sakli kalmis bence.
Iste kitabin bu yonune aykiri oldugu icin 2009 yilinda cekilmis olan Dorian Gray filmi bana cok ticari ve duygudan yoksun geldi. Buna karsilik 1945 yapimi The Picture of Dorian Gray filmini begendim, her ne kadar filmdeki Dorian Gray beklentilerimi karsilamasada, filmin kitabi iyi yansittigini dusunuyorum.
"İnsanlar kendilerine en çok gerekeni başkalarına vermeye düşkündürler. İşte bence bu, cömertliğin daniskasıdır."
"Güzel şeylerde güzel anlamlar bulanlar kültür ve zevkleri gelişmiş kişilerdir. Bunlar için umut vardır."
"Küçük keyiflere bayılırım ben. Karmaşık ruhların son sığınağıdır onlar."
"Geçmişin tek çekiciliği geçmiş olmasındadır."
"Yaşlılığın trajedisi insanın ihtiyarlaması değil, genç kalmasıdır."
"Bilmek her şeyin sonu olur. Çekici olan bilememektir. Sis her şeye harika bir güzellik katar."
"Iyi etki diye bir şey yoktur. Cünkü birini etki altında bırakmak ona kendi ruhunu aşılamaktır. O artık kendi doğuştan düşünceleriyle düşünmez ya da kendi doğuştan tutkularıyla yanmaz olur. Erdemleri kendine özgü değildir. Günahları-günah diye bir şey varsa- ödünç alınmalıdır. Başkasının türküsünün yankısı olur, kendisi için yazılmamış bir oyunun oyuncusu olur. Hayatın amacı kendiliğinden gelişmesidir. Herkesin kendi yaradılışını gerçekleştirmesidir. Biz bu dünyaya bunun için gelmişizdir. Bütün insanlar kendilerinden korkuyor. En büyük ödevlerini-insanın kendine karşı olan ödevini- unutmuşlar. acınacak durumdalar elbette. Evet açı doyuruyorlar, yoksulu giydiriyorlar ama kendi ruhları açlıktan ölüyor, çırılçıplak kalıyor. Biz insanlarda yüreklilik diye bir şey kalmadı. Belki hiçbir zaman da yoktu ya. toplum korkusu-ki ahlakın temelidir- bir de tanrı korkusu-bu da dinin sırrıdır- bizi yöneten işte bu ikisi oysa... "
"Erkekler sevmediği sürece her kadınla mutlu olabilir"
"Kişinin kendini suçlaması doyum verici bir lükstür. kendimizi suçladığımız zaman başka hiç kimsenin bizi suçlama hakkı olmadığını hissederiz. kişiyi günahlarından arındıran itiraf etmektir, yoksa günah çıkartan papaz değil."
"Simdi bile bana oyle geliyorki, bir eser yaratirken duyulan tutkunun, yaratilan eserde gercekten belli oldugunu dusunmek yanlistir. Sanat bizim sandigimizdan cok daha soguktur. Bicimde renkte bize ancak bicimi ve rengi anlatir. Bana sık sık oyle gelirki, sanat sanatkari aciga vurmaktan cok gizler. "
Not :Diger oscar wilde eserlerini bulabileceginiz gibi dorian gray'in portresinin de tamamini orjinal dilinde okuyabileceginiz kaynak.
4 yorum:
okumadım ama filmi izledim. böylece oscar wilde'ın tek romanını kaçırmış oldum.
bunu yaptığıma çok pişman oldum.
önce okuyup sonra izlemeliydim.
yine okurum tabi ama büyüsü kaçtı.
en son mutlu prensin de içinde olduğu birkaç hikayesini okudum. oscar wilde'ın iğneli üslubu çok keyifli.
Bende cok uzuluyorum, iyi eserlerin once filmini seyrettigimde.
2009 yapimi filmi seyrettiysen cok daha sanssiz oldugunu soylemeliyim. Yinede kitabi okumalisin kesinlikle, Wilde'in igneli uslubu hosuna gittiyse, kitaptaki Lord Henry Wotton'a bayilacaksin.
Kitabı sevmiştim, yıllar sonra filmini izledim ve açıkçası ona da bayılmıştım. Hele Dorian Gray'in oyuncu olarak seçimi neredeyse hayalime yakın geldi bana.
Fakat daha eski çekilmiş bir versiyonu olduğundan habersizdim. En kısa zamanda seyretmek istiyorum.
Ayrıca ürünleriniz bir harika...
Sevgiler
Ebru
Muhtesemdi!!
Yorum Gönder