17 Ekim 2010 Pazar

Beyaz Kale - Orhan Pamuk

Bir pencere var once, evlerinin arka bahcesine bakiyormus. Bahcede sedef kakmali tepsinin icinde seftali ve kirazlar duruyormus, masanin arkasinda hasirdan orulmus bir sedir varmis, uzerine pencerenin yesil cercevesiyle ayni renkte kustuyu yastiklar konmus; daha arkada kenarina bir sercenin kondugu kuyuyla zeytin agaclari gorunuyormus, onlarin arkasindaki ceviz agacinin yuksekce dalina uzun iplerle baglanmis bir salincak , belli belirsiz bir ruzgarda, hafif hafif kipirdaniyormus.Gercek mi , hayal mi bilmiyorum... Sonra baska bir pencere var, bu pencerden de, Cennethisar'dan kalkip Istanbul'a giden kucuk bir yelkenli, uzaktaki zeytinlikler icindeki bir degirme, bahcenin asagilarinda, incir agaclari arasinda itiserek oynayan cocuklar, Istanbul'dan Gebze'ye giren tozlu yol gorunuyor. Bu iki pencereden de bu manzaralari goren biri var ve en son biri var ilk pencerenin manzarasindaki hasir sedire oturmus, yesil kustuyu yastiklar arkasinda ilerdeki pencereye bakiyor. Ilk pencereden bakanda, sonraki manzarayi gorende, sedirde oturanda ayni beden evet ayni beden ama kimlikleri ayni mi derseniz hayir tamamen farkli. Peki kim o? yada kim di? Bilmiyorum. Asil onemli olan 'niye benim ben'.

Belkide tek benzerlikleri dis gorunusleri olan, bilgiye ac,batililasma istegiyle yanip tutusan hoca ve ulkesine geri donebilmekten baska bir sey istemeyen Venedikli kolenin otekilesme,birbirlerine donusme ve sonunda birbirlerinin yerine gecme hikayesi. Benlik arayisina dusen bu iki insanin birbirlerine donusmelerini oyle ustaca anlatiyor ki yazar, bu donusumu, fiziksel bir baskalasim gibi seyrediyorsunuz. Hoca'nin koleye, kolenin hocaya, bati'nin dogu'ya, dogu'nun bati'ya karismasi...

Yazar aslinda Sahip-kole iliskisini kullanarak, Osmanli-Bati yada Dogu-bati karsilastirmasi yapiyor. Dogu'nun batiya kendini ispatlama, kabul ettirme cabasi, dogunun bu hayranligi karsisinda batinin bunu kullanarak ustunluk kurma istegi. Muslumanlarin bilgiye bakis acisi, Osmanli'nin bilim alanindaki geriligide islenmis kitapta.

Hoca, Venediklinin giysilerini giydi, kolyesini takti, nisanlisiyla evlendi, onun hayatindaki tum ayrintilari ogrendi, onun hayatini yasadi ama Beyaz Kale tum ihtisamiyla hala orda, hala ona ulasilamadi...

Bulabildigim Beyaz Kale kapaklari:


Hosuma giden ayrintilar, alintilar:

Karsimiza Cervantes'in ciktigi bu bolum cok hos.
“Sonradan öğrendik: Venedikliler altı tane gemiyi yakmışlar. Bir yolunu bulup esirlerle konuşayım, belki ülkemden haber alırım diyordum, İspanyolmuş çoğu: Sessiz, cahil, ürkek şeyler, yardımdan ve yiyecek dilenmekten başka bir şey konuşacak halleri yoktu. Yalnızca bir tanesi ilgimi çekti: Kolu kopmuştu bunun; ama umutluydu; aynı serüvenlerin atalarından birinin de başından geçtiğini, sonra kurtulup kopmayan koluyla bir şövalye romanı yazdığını, kendisinin de aynı şeyi yapmak için kurtulacağına inandığını söylüyordu. Sonraları, yaşamak için hikâyeler uydurduğum yıllarda, hikâyeler uydurmak için yaşamayı düşleyen bu adamı hatırladım”

Kitabin sonunda otaya cikan Evliya celebide Cervantes'e dokunduruyor :
Sonra nedense bana hikayemdeki bir ayrintiyi hatirlatti: Kolu kopuk bir Ispanyol kolesinin umutlarina kendimizi kaptirmamaliymisiz! O zaman, o tur hikayeleri yaza yaza, bizler de baska biri olurmusuz, Allah korusun, okuyucularimiz da. Insanlarin hep kendilerinden, kendi tuhafliklarindan sozettigi, kitaplarin ve hikayelerin de hep bunu anlattigi o korkunc dunyayi dusunmek bile istemiyormus.

Aynaya bakarken nasil gorunusunu seyrediyorsa insan, kendi dusuncesinin icine bakarak ozunu seyredebilir.

Belki de yıkım, ötekilerin üstünlüğünü görerek onlara benzemeye çalışmak demekti.

2 yorum:

piktobet dedi ki...

beyaz kale ve sessiz ev, orhan pamuk'un henüz okuma fırsatı bulamadığım ama çok da merak ettiğim iki kitabı. post'u dikkatle okumadım bu yüzden, spoiler olmasın diye. dünya dillerindeki kapak çalışmalarını derlemen çok iyi. karşılaştırma fırsatı buluyor insan.

Burcak dedi ki...

Kapaklari toplamak benimde cok hosuma gidiyor, cesitli bakis acilari gormek guzel. Benimde aklimda bir kapak var Beyaz Kale icin, onun ustunde calisiyorum :) Aslinda kafamda bir proje var, okudugum her kitap icin bir kapak yapmak, daha dogrusu her kitabin bir resmini yapmak. :)